
İbâdet, Ubûdiyet ve Ubûdet
Allah’ın emirlerini yerine getirme, O’na kullukta bulunma ve kulluğunun şuurunda olma mânâlarına gelen ibâdet ve ubûdiyet; bazılarına göre aynı mânâya hamledilmiş ise de, büyük çoğunluğun
Allah’ın emirlerini yerine getirme, O’na kullukta bulunma ve kulluğunun şuurunda olma mânâlarına gelen ibâdet ve ubûdiyet; bazılarına göre aynı mânâya hamledilmiş ise de, büyük çoğunluğun
Hicretten sekiz yıl sonra, Mekke fethedilmiş ve putperestliğin merkezi olan mübarek belde temizlenerek yeniden tevhidin merkezi hâline getirilmişti. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Mekke’nin fethinde
Gölge; psikolojiden sanata, tasavvuftan felsefeye kadar birçok alanda karşımıza çıkan, içinde derin mânâları barındıran bir mefhum ve metafor olagelmiştir. Fizikte, “aydınlatılmış bir nesnenin arkasında oluşan
Yazmanın ve konuşmanın dilin gramer ve anlatım kuralları açısından temel ölçüleri olduğu gibi muhtevanın ele alınıp işlenmesinde ve okuyucuya takdim edilmesinde de birtakım disiplinleri vardır.
Bilmiyorum, ne tür zorlamalar veya komplolarla kendini o vadide bulmuştun! Kim bilir kimlerin ne tür bir gadri ile bu kötü yola itilmiştin, bilmiyorum… Fakat bir
Fark etmek, yeni bir dil öğrenmek gibidir. Sembollerin neye işaret ettiğini bilenler, şekillerin ötesine geçerek anlam dünyasına ulaşır, mesajları alır, işaretleri okur ve iletişim kurarlar.
Spot: Nebevî ahlakın temel esprisi, çevremizdeki her insana ayırım gözetmeksizin ihsanda bulunma, İslâm’ın güzelliklerini başkalarına doğru kaynaklardan anlatma ve herkesle tek tek ilgilenmedir. Tebliğde “ihsan
Ve Hazreti Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) O’nun Peygamberidir Annemarie Schimmel “Araplar hitabette ne kadar mahir de olsalar ve zengin edebiyatları ne denli mükemmel de
Hataları itiraf edip pişmanlıkla kıvranmak, fevt edilen sorumlulukları yerine getirerek, yeniden toparlanıp Cenâb-ı Hakk’a yönelmek şeklinde ilk küçük yorumları ile tanıyacağımız tevbe; hakikat ehlince, duyguda,
Deizm, ferdin sadece akıl ve gözlem yoluyla Tanrı’ya olan inancını esas alan felsefî bir görüştür. Bunun sonucu olarak deizm, vahye dayalı her şeyi reddeder. Deistlere
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, çağını en iyi okuyan âlimlerdendir. Onun “Bu zaman cemaat zamanıdır.”[1] sözü zamana mührünü vuran sözlerindendir. O, tefsir başta olmak üzere dinî,