
Medine’nin Gülü
Andım yine Seni, her şey yâdımdan silindi, Hayalin gönlümün tepelerinde gezindi; Bu bir serap olsa da hafakanlarım dindi.. Andım yine Seni her şey yâdımdan silindi.
Andım yine Seni, her şey yâdımdan silindi, Hayalin gönlümün tepelerinde gezindi; Bu bir serap olsa da hafakanlarım dindi.. Andım yine Seni her şey yâdımdan silindi.
İnsanoğlu, yeryüzüne ayak bastığı günden beri hep huzur rüyaları görmüş, huzur sayıklamış, huzur arkasından koşmuş ve huzur uğrunda ne kavgalar ne kavgalar vermiştir. Bazen onu, çok
Seni seven her ruh uludur Yâ Resûlallah! Gözü-gönlü onun doludur Yâ Resûlallah! Cemalin pertevinden zerre şevk alan billâh, Kapının ayrılmaz kuludur Yâ Resûlallah! Bekler mi
Günümüzde ahlâkî değerleri, insandaki iç derinliğini, kalbî ve ruhî hayatın önemini dudak bükerek karşılayanlar olsa da, hakikî insanlığa giden yolun bu değerlerden geçtiğinde şüphe yok.
Rahmet olarak doğdun, zahmetlerle büyüdün İnayet oldun bize, inayettin Ezel’den Bir uğraktı bu dünya, gelip O’na yürüdün Işık verdin âleme, ışık aldılar Sen’den Karanlıktı cihanlar
Fakirlik, yoksulluk, muhtaç bulunduğu şeylere sahip olamama mânâlarına gelen fakr; erbabınca, kalben bütün varlıktan vazgeçip sadece ve sadece abd ve Mâbud münasebeti içinde bulunma, yalnız
Aslında, iradeleri sağlam, duruşları da yerinde bu gönül insanlarının hemen bütünü hep aynı hedefi kollamış, aynı çizgide hareket etmiş ve aynı değerlere saygı duymuşlardır. Onların
Kendini Hakk’a adayıp da Allah’a dayanan insan, yürür vazife ve sorumlulukları istikametinde dönüp arkasına bakmadan. Bilir o nasıl bir kuvvete dayandığını ve kimin hesabına hareket
İsteme, dileme, arzu ve isteklerin gerçekleştirilip ortaya konması yeteneği veya iki şeyden birini tercih etme mânâlarına gelen irade; hayatını kalb ve ruh seviyesinde yaşayanlarca: “Nefsin