
Nirengi Noktalarımız ya da Yitirdiklerimiz: “Gözyaşları”
Lügatler, bir milletin bütün kelimelerini muhtevî olsalar bile, bazı kelime, deyim ve kavramlar sanki o millete değil, o milletin şahsında belirli şair ve yazarlara aittir.

Lügatler, bir milletin bütün kelimelerini muhtevî olsalar bile, bazı kelime, deyim ve kavramlar sanki o millete değil, o milletin şahsında belirli şair ve yazarlara aittir.

Rahmân’ın has kullarından cühelâya selam düştü Hud’a’nın parlattığı meşaleden mızraklar Tâ devr-i risâletten mayalandı havsalan Fâtih-i Mekke (sav) altında ak kısraklar Ak yolundan mülhem hamlene misal

Zulme, işkenceye, soykırıma ve her türlü haksızlığa uğrayan Müslümanlar bunları yapan gözü dönmüş zalimleri yine de affetmeli midirler? Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan, geçmiş devirlerde halkına zulmeden bütün

Hayatlar var hayatlardan içerü İbretler otağı tenkil müzesi Duyarsız olsa da çobansız sürü Aziz dert ortağı tenkil müzesi Batıl başlayınca toplu akına Küfrün kirli

Mazlum bebeklerin ablası, hicret kahramanı Zeynep’e… Arkada eşkıya, bin hain pusu Önde meçhul, bulanık bir soğuk su Hikmetin adresi ciltler dolusu: “Yürüyelim baba,

Gönül erleri her zaman söze gerçek değerini kazandırma peşindedirler. Onlar ağlarını gerer, sürekli iç ihsaslarını ve gönüllerinden fışkıran mazmunları avlamaya çalışır, vicdan mekanizmasından vize almayan

Ekşi ve tatlı karışımı bir tada sahip avokado, sıcak iklim bölgelerinde yetiştirilen tropikal meyvelerden biridir. Türkiye’de başta Antalya olmak üzere Akdeniz Bölgesi’nin bazı illerinde yetiştirilmektedir.

İnsanoğlu dünyayı yurt edinmesinden itibaren hep hatırlanma, iz bırakma gayesi güttü. Bu uğurda ne terler döktü ne sermayeler harcadı. Türlü türlü eserler bıraktı, kültür ve

Nazi Almanya’sından kaçan yazarlar, 1933 ile 1945 yılları arasında yaşadıkları zulmü, sürgüne gittikleri ülkelerde kaleme almışlardır. Başta Thomas ve Heinrich Mann kardeşler ile Bertolt Brecht

Evrim inancının yeni türlerin ortaya çıkması ile ilgili mekanizmalar olarak ortaya koyduğu önemli bir biyolojik gerçek adaptasyondur. Canlıların içinde yaşadıkları ekolojik şartlara uyum göstermesi istikametinde

Felsefeciler, felsefe tarihinde geçen bazı büyük şahsiyetleri “Muallim-i Evvel”, “Muallim-i Sâni” diye isimlendirirler. Bizce Muallim-i Evvel unvanına Hz. Âdem’in layık olduğunu söylemek çok daha isabetlidir.