Alkol ve Babaların Günahı

Bir akrabamız vardı, çok içerdi. Evlenince babam onu şöyle ikaz ederdi: “Oğlum, artık evlendin, çoluk çocuk sahibi olacaksın, bırak şu içkiyi.” Ancak o burun kıvırır ve “Amca, içki hamile kadınlara yasak, çünkü çocuğu onlar taşıyıp büyütüyor. Benim içmemin ne zararı var ki.” diye savunma yapardı. Tabiî babamın bu nasihati, doğacak çocuğa doğrudan bir zararı olacağını bilerek söylenmiş bir söz olmayıp çocuk büyüdüğünde kötü örnek olmasın diye bir ikazdı. Çok isterdim bugünkü ilmî araştırmaları görüp haklı olduğunu fark etmesini…

Alkolün anne karnında gelişmekte olan masum ceninler üzerinde yaptığı tahribat çok uzun zamandan beri bilinmekte ve “Fetal Alkol Sendromu” olarak isimlendirilmektedir.  Bu yüzden daha önce, hamilelik sırasında sadece kadınların içki içmesi bir risk olarak görülüyordu. Ancak yeni araştırmalar, birtakım kusurlarla dünyaya gelen çocuklarda, babaların içki alışkanlıklarının da rolüne işaret etmektedir.

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinin kayıtlarına göre, erkekler daha fazla içki içmekte, bu durum da çocuklarda arızaların meydana gelmesinde kadınlardan neredeyse dört kat daha fazla suçlu olduklarını ortaya koymaktadır.

Ancak fetal alkol sendromu gibi alkol tüketimine bağlı kusurlarla doğan bebeklere teşhis konulması söz konusu olduğunda, uzun yıllardan beri sadece kadınlar suçlanmış, kadınların içki içmesinin mahzuru konuşulmuş, fakat erkeklerin rolüne hiç dikkat çekilmemişti. Çünkü yavru, annenin rahminde gelişiyordu ve göbek kordonuyla beslendiği için de bütün suç anneye yıkılıyordu.

Yeni araştırmalar, embriyo gelişimi ve çocuk sağlığına güçlü bir şekilde zarar veren, DNA dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan, fakat genlerin ifade edilme biçimindeki ırsî değişimlerin ortaya çıkmasına yol açan çok büyük miktarda epigenetik bilginin spermlerle taşındığını açıkça göstermektedir. Ancak yeni araştırmalardan habersiz olan çoğu doktor ve diğer sağlık hizmeti mensupları, baba sağlığı ve babanın içki içmesinin çocuk gelişimi üzerindeki tesirini henüz hesaba katmamaktadır.

Dikkatin çoğu annenin hamileyken içki içmesine verilirken, bir araştırma ekibi ilk defa kadınların hamileliğinden haftalar ve aylarca önce erkeklerin içki içmesine odaklandı. Bu ekibin çalışmaları, bir erkeğin; annenin hamilelik döneminden önce içki içmesinin, alkole bağlı kraniyofasiyal (kafatası ve yüz kemikleri) anormalliklere ve büyüme eksikliklerine yol açtığına dair ilk bilgileri ortaya koydu.

            Anneye Yoğun Odaklanma

İlk defa 1981’de, Amerikalı bir genel cerrah, kadınların hamilelik sırasında alkol kullanmasının, çocuklarda fizikî ve zihnî doğum kusurlarının sebebi olduğuna dair bir halk sağlığı uyarısı yayımladı. Daha sonra çocuklarda görülen bir grup ciddi beden ve zihin bozukluğunun, hamilelik sırasında annenin alkol kullanımıyla alâkalı olduğu, giderek artan şekilde, araştırma belgeleriyle ortaya konulmaya başlandı.

Bugün bilim insanları, ABD’deki 20 okul çocuğundan birinin, alkole bağlı gelişme ve davranış bozuklukları ve ömür boyu zorluklara sebep olacak fizikî kusurlara sahip olarak doğduğunu bilmektedirler.

Bu sendrom, annenin kanındaki alkolün göbek kordonu yoluyla bebeğe geçmesiyle ortaya çıkmaktadır. Çocuğun annenin vücudundan dünyaya gelmesi, tabiî olarak alkole bağlı doğum kusurlarının yalnızca annenin hamilelik sırasında alkol kullanması sebebiyle ortaya çıktığı ve kadının hatası olduğu yönündeki inancın kesin olarak kabul edilmesine yol açmıştır.

Tıp camiası ve bilhassa çocuk doktorları da alkole bağlı doğum kusurları veya doğum öncesi alkole mârûz kalmayla ilişkili nörolojik ve davranışlara ait bozuklukları olan çocuklara resmî olarak teşhis koymadan önce, çocuklarının tedavisinin kabul edilmesi için annelerin doğum öncesi alkol kullandıklarını gösteren belgeleri talep ettiklerinden, sadece annelerin suçlu olduğu algısı, zamanla daha da güçlenmiştir. Bununla birlikte, hamilelik sırasında alkol tükettiklerini inkâr eden anneler de vardır. Fakat bunların yalan söyledikleri açığa çıkmaktadır.  Mesela bir çalışmada, 41 anne, çocuklarına fetal alkol sendromu teşhisi konulmasına rağmen hamilelik sırasında alkol tükettiklerini inkâr etmişler, fakat daha sonra bu annelerin doğru söylemedikleri anlaşılmıştır.

Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezine göre, hamilelik sırasında veya hamile kalmaya çalışırken “güvenli miktarda alkol kullanımı” diye bir kavram yoktur. Bu riskin bilinmesine rağmen hamilelik sırasında alkol kullanımı yaygın olarak bildirilmektedir. Bununla birlikte, rapor edilen içki içme seviyeleri, bir çocuğun alkole bağlı doğum kusurları göstermesiyle doğrudan alâkalı değildir ve içki içen kadınların hepsinin, fetal alkol sendromu olan çocuklar doğuracağı mânâsına gelmez. Bu durum bütün hastalıklar için geçerlidir. Sigara içen herkesin akciğer kanseri olmayacağı, korona virüsüne muhatap olan herkesin de Covid-19’dan ölmeyeceği gibi, alkolün yapacağı tahribatta da çok çeşitli genetik unsurların ve çevre faktörlerinin birleşik tesiri söz konusudur.

Hamile kadınların ne kadar ve ne zaman içki içtikleri, fetal alkol sendromunun gelişimindeki farklılıkları kısmen izah etse de her çocukta görülen kusurların birbirinin aynısı olmaması, semptomların geniş aralığı ve şiddeti, tek başına etki eden bu faktörlerle açıklanamaz. Bu sebepten, annenin alkol kullanımının ötesinde, başka hangi faktörlerin bu bozukluğa katkıda bulunduğunun araştırılması gerekir.

 

Yapbozdaki Eksik Parça: Baba!

Alkol sosyal bir uyuşturucudur, dolayısıyla kadınlar içki içtiğinde bunu genellikle eşleriyle birlikte yaparlar. Bu perspektiften yola çıkarak, annenin, babanın veya her ikisinin içki içmesi durumunda ne olacağını belirlemek için laboratuvarda bir fare modeli kullanılmıştır.

Fetal alkol sendromu, üç temel doğum kusuru olarak kendini gösterir:

A- Küçük gözler ve yüzün ortasındaki şekil bozuklukları dâhil olmak üzere yüze ait anormallikler.

B- Baş ve beynin büyümesinde gerileme.

C- “Fetal büyüme kısıtlaması”, yani bebeklerin ortalamadan daha küçük doğması.

İnsanlar üzerinde yapılan önceki bir çalışmaya dayanarak, yeni bir araştırmada anne, baba veya hamile kalmadan önce her ikisinin birlikte alkol tükettiği farelerin yüzleri üzerindeki tesirlerini incelemek için yüz tanıma yazılımı kullanılmıştır. Önce farenin yüzünün dijital görüntüsü çekilmiş, daha sonra gözlerin, kulakların, burnun ve ağzın belirli kısımları dâhil olmak üzere, yüz çizgileri dijital olarak tespit edilmiştir. Bilgisayar programında kayıt alındıktan sonra annenin, babanın veya her ikisinin alkol almalarının, bu yüz çizgilerinin her biri arasındaki normal orantıları değiştirip değiştirmediği belirlenmiştir.

Bu fare modelini kullanarak yapılan çalışma, erkeklerin kronik alkol alışkanlıklarının, yavruların beyin, kafatası ve yüz gelişmesine tesir ettiğini ortaya çıkarmıştır. Ayrıca mikrosefali, yani kafanın ve beynin az gelişmişliği ve erkeğin alkol alması durumunda daha da kötüleşen, düşük doğum ağırlığı da gösterilmiştir.

Bu çalışmaların sonunda, erkeklerin günde beş kereden fazla içki tüketmek olarak tanımlanan kronik alkol içiciliğinin, fetal alkol sendromunun temel doğum kusurlarından üçüne de sebep olabileceği gösterilmiştir. Aynı fare modeli kullanılarak, bu kafatası ve yüz şeklindeki değişikliklerin, hayatın sonraki dönemlerinde de devam ettiği belirlenmiştir. Özellikle çenede anormallikler ve fetal alkol sendromunun bir başka belirtisi olan üst ve alt dişlerde anormal çarpıklıklar, dişlerin boyutlarında ve aralıklarında kusurlar tespit edilmiştir.

Diğer çalışmalarda da düzenli olarak alkol tüketen erkek farelerin yavrularında davranış değişiklikleri görülmüş; klinik çalışmalar, babanın içki içmesinin, kalb kusurları riskini artırdığına işaret etmiştir.

            Erkek Üretkenliği ve Gebelik Üzerindeki Tesirleri

Çalışmalar aynı zamanda alkol tüketiminin erkek üretkenliği ve çiftlerin sağlıklı bir gebelik elde etme kabiliyeti üzerindeki doğrudan zararlarını da göstermektedir. Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezinin verilerine göre, ABD’de doğan bütün bebeklerin yaklaşık %2’sinde, yardımcı üreme teknolojileri kullanılarak hamile kalındığı tahmin edilmektedir. Tüp bebek tedavileriyle ilgili toplanan verilere göre de anne alkol almasa bile, baba alkol alıyorsa tüp bebek uygulamasıyla hamile kalma ihtimali de azalmaktadır.

Araştırmanın diğer önemli bir neticesi şudur: Bir erkeğin sperm vermeden önce aldığı alkol miktarına bağlı olarak eşinin hamile kalma ihtimali azalmaktadır. Bazı durumlarda bu oran %50 civarındadır.

Bilim camiasındaki bazı kişilerin ve halkın, babanın içki içmesinin çocukta meydana getireceği zararları inkâr edeceği tahmin edilmektedir. 1950’li ve 60’lı yıllarda annenin toksinlere (zehirlere) mârûz kalmasının, doğum kusurları üzerindeki etkilerine dair yayımlanan ilk araştırmalar da şüpheyle karşılanmasına rağmen, bugün artık annenin belirli ilaçlara mârûz kalmasının, doğum kusurlarına sebep olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir. Fakat şu andaki sıkıntı, henüz doktorların babaya alkol kullanıp kullanmadığını sormaya başlamamasıdır. Bu da çocuğun sağlığına dair problemlerin sebeplerinin tespitini zorlaştırmaktadır.

İslam’ın alkol konusundaki yasağının önemi, bu araştırmalarla bir kere daha gün yüzüne çıkmaktadır. Masum çocukların kusurlu gelişmesinin faturası, önceden sadece anneye kesilirken, şimdi babalar da aynı günaha ortak olduklarını bileceklerdir. Anne ve babaların, dünyaya gelmelerine vesile oldukları masum yavrularının kaderiyle oynadıklarını, kendi elleriyle kendilerini tehlikeye attıklarını düşünüp içmeden önce bir kere daha vicdan muhasebesi yapmaları gerekmez mi?

 

Kaynaklar

 

  1. N. Thomas ve ark. “Paternal alcohol exposure and dental-facial anomalies in offspring”, The Journal of Clinical Investigation, 2023, 133 (19): e174216.

 

  1. Golding, “Fathers’ Drinking May Affect Fertility and Fetal Brain Development”, The Conversation, November 21, 2023.

Bu yazıyı paylaş