İnsanlığın Efendisi

Yine hicranla Sen’i andı gönül,
Tende canım, ruh-u revânım Canan.
Andıkça hasretlere yandı gönül;
Ne olur kıl artık vuslata şâyân.!

Seven ve ağlayan bir bîçâreyim,
Kararsız, derbeder hep âvâreyim,
Yıkılıp dökülmüş bir virâneyim;
Hâl-i hazînim tam mevsim-i hazan…

Güller gülse de ağlıyor hep bülbül,
Bir dert küpü sanki şimdi şu gönül;
Bilmem mümkün mü bu hâle tahammül?
Ruhumda âh u zâr, dilimde figân.

Yanıp kebap oldum, ümidim yıkma!
İtâb et ama ağyâra bırakma!
Vefasız bir kulum, cürmüme bakma!
Tavsîfe ne gerek, her şeyim ayân…

Bilirsin gayri imdat edecek yok;
Gönlümü dertten âzâd edecek yok;
Kıtmîr’i başka âbâd edecek yok,
Hatırım virâne, gözlerim giryân…

Gel vur mızrabını kalbimi söylet!
Vur ruhuma nağmelerini dinlet!
Bu gönlüme geleceğini vaadet!
Vaadet ki, kalmadı dizimde dermân..!

Bu yazıyı paylaş