
O (s.a.s.), Kan Dökmeyi Teşvik Etmedi
Ruth Cranston “[Hazreti] Muhammed’in [sallallâhu aleyhi ve sellem] akidesinde şu temel prensipler dikkat çeker: Tevhit, yardımseverlik ve uhuvvet. Diğer temel düsturlar ise şu şekilde ifade
Ruth Cranston “[Hazreti] Muhammed’in [sallallâhu aleyhi ve sellem] akidesinde şu temel prensipler dikkat çeker: Tevhit, yardımseverlik ve uhuvvet. Diğer temel düsturlar ise şu şekilde ifade
Kur’ân-ı Kerim’in bazı âyetlerinde, “deizm” olarak adlandırılan dünya görüşüne işaret eden bahisler vardır. Bu âyetler, Nisâ sûresinin 150 ve 151’inci, Kehf sûresinin 36. ve Mülk
İnsan kimi vakitlerde sanır ki cefa da sefa da hep böyle gidecek, hiç değişmeyecek ve devran hiç dönmeyecek. Hâlbuki insana inkâr edilemez biçimde, yaşanan duruma
Allah Teâlâ’nın (celle celâluhu) insana ihsan ettiği nimetlerden biri de düşünme ve akıl yürütme kabiliyetidir. Düşünme, bir veya birkaç önermeden yeni bir önerme çıkarmak, bir
Şiddetli arzu, aşırı istek, marifet kaynaklı neş’e, sevinç ve hasret çekme manâlarını ihtiva eden şevk; sûfîyece, tam idrak ve ihata edilemeyen veya müşahede edilip de
Arapça kökenli bir kelime olan hicret, “terk etmek, ayrılmak, ilgisini kesmek, bir yerden başka bir yere göç etmek” anlamlarına gelir. Tasavvufta ise “kişinin herhangi bir
“İnsanların, seslerin, ışıkların çekildiği bir zamandayım.”[1] Kendimden bile uzak bir yerde, yalnız başıma oturuyorum. Vücudum derin bir uykuyu arzulamakla birlikte şuurum uykuyu reddediyor. Âdeta iki
Alphonse de Lamartine “Eğer tasavvurun ihtişamı, vesilelerin küçüklüğü ve neticelerin büyüklüğü, bir insanın üstün yeteneğinin üç ölçüsü ise, modern çağın en büyük insanlarını, (Hazreti) Muhammed
“Yaratan Rabbinin adıyla oku.” (Alak, 96/1). “O, her an yeni tecellilerle iş başındadır.” (Rahmân, 55/29). Üstad Bediüzzaman Hazretleri, “kitab-ı kebir” olarak tanımladığı kâinatın bütün sayfaları,