Canlı-cansız bütün eşyâ birbiriyle o denli uyum içinde ve öylesine bir intizam ve ahenk göstermektedir ki, çok defa onu temâşâ ettiğimizde, kendi kendimize: “Acaba bizim
Dünya, insanoğlu için şu sonsuz fezada ahenkle yüzüp giden mükemmel bir seyahat gemisi; içinde var olduğumuz, varlığımızı duyduğumuz, Var Eden’i bildiğimiz sımsıcak bir yuva; canlı-cansız
Yeryüzündeki insanlık macerası, İslâm’la hedefine ulaşmış ve evrensel bir kurtuluş mesajı olarak yerine oturmuştur. Var olduğu günden beri yaratılış muamması karşısında sürekli didine-çabalaya iki büklüm
Bizim dünyamıza has bir kısım büyülü ses ve soluklar vardır ki, onlara başka coğrafyalarda rastlamak mümkün değildir. İnançlarımızın, düşüncelerimizin ve Hak karşısındaki konumumuzun dillendirilmesi de
İslâm, ilâhî ve nebevî derinlikleri itibarıyla insan, kâinat ve ötelere, ötelerin de ötesine ait her şeyi bütün teferruatıyla birden nazara alır ve onlara öyle bakar:
Dünya peşinde koşmayı, sâfiyane Allah yolunda bulunma ile telif edemediğimizden, O’nun rızasına bağlılık içinde îlâ-yı hak mecburi seçeneğimiz oldu. Yürüdüğümüz yolda hep başkaları için yürüdük ve her zaman onları
Günümüzde hâdiseler, sırf dış yüzleri itibarıyla değerlendirilmekte; sürekli korku, telâş, endişe ve ürperten bir belirsizlik var olup biten her işte. Niyetler olabildiğine karanlık, söz ve
İnanç, ümit ve uhrevî derinlikleriyle bu dünyanın, onu tanıma bahtiyarlığına erenler için, hâlâ tam keşfedilememiş öyle bir büyüklüğü ve büyüsü, el sürülmemiş öyle bir temizlik
Allah’ın sıfat, isim ve fiillerinin en esaslı bir nokta-i mihrâkiyesi, en parlak aynası, varlık ağacının en mükemmel meyvesi, bütün kâinatın özü, usâresi sayılan insan; muhteva derinliği ve iç
Günümüzde her şeyden daha çok, Allah’a karşı vazifesini yerine getirme şuuruyla gerilmiş mesuliyet nesillerine ve topluma rehber olabilecek ideal insanlara ihtiyaç var. İnsanlığı, birkaç asırdan