İslam’da İş Ahlakı

Bir müddet ticaretle meşgul olmuş Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), geçimlerini temin etmeleri için insanları ticaret yapmaya teşvik eder ve ticaretin usullerini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini belirler ve bu hususları hem kendileri denetler hem de bu iş için vazifeli kişiler belirlerdi.

Hazreti Ömer (radıyallâhu anh), hayatın her ünitesine hâkim kıldığı İslam ahlakını, ticarî faaliyetlerde de geçerli kılmak için çalışırdı. “Bizim çarşımızda, dinde belli bir derinliği olmayan kimselerden başkası ticaretle meşgul olmasın.” mealindeki sözü ile bu hassasiyetini dile getirirdi.[i]

Ebû Hanîfe’nin talebesi İmam Muhammed ise ticarete dair yazdığı eserini Kitabü’z-Zühd şeklinde takdim etmiş ve “Zahit adamın, dağda tek başına yaşayan değil, çarşıda, pazarda ticaret yaparken haramlardan, mekruhlardan ve şüpheli şeylerden sakınan tüccar” olduğunu söylediği nakledilmiştir.[ii]

Literatürde iş etiği ve iş ahlakının kapsamlı tarifleri vardır. İş etiği kavramı, iş hedefleri ve yönetim teknikleri ile insanîdeğerler arasında ilişki kurulmasını sağlar.[iii] İslam’da iş ahlakı kavramı ise, her türlü ticarî faaliyetin âyet ve hadislerde tavsiye edilen ya da emir buyrulan usul ve esaslara uygun şekilde sürdürülmesi gerektiğine işaret eder.

İslam, insanın hem ferdî hem de sosyal hayatını bir bütün olarak ele almış ve belirli düzenlemeler getirmiştir. Ticarîhayata yönelik konularda tavsiyeler, emirler ve yasaklarla iş ahlakına dair sınırları çizmiştir. Bu sebeple, “Müslüman bir insanın hem tevhit deyip hem de ona ters davranması söz konusu değildir, bu iki kalblilik demektir ki, böyle bir şey bir tenâkuzdur ve bir müminde olmamalıdır… Namaz kılıp faiz yeme, oruç tutup karaborsacılık yapma, insanın iki şahsiyet, iki kalb taşımasıdır ki bu, tevhide aykırıdır. İki yüzlülüğün, bozuk şahsiyet ve karakterin göstergesidir. Bu kişiler herhâlde âhirette iki yüzlü olarak haşr ü neşr olacaklardır.”[iv]

İslam’a göre iş ahlakının temelleri ya da Müslüman bir girişimciye ait başlıca vasıflar; takva, dürüstlük, sabır, adalet, itkan, kanaat, şükür, istişare ve liyakattir

[i] Tirmizî, Kitabü’l-Vitr, 21.

[ii] Burhanüddin ez-Zernûcî, Ta’limu’l Mute’allim, Ter. Talha Alp, İstanbul: Yasin Yayınevi, 2012, s. 28.

[iii] Halil Zaim, “İş Hayatında Erdemli İnsan”, UTESAV Kültür Düşünce, Mart 2012.

[iv] M. Fethullah Gülen, Prizma-4, İstanbul: Nil Yayınları, 2011, s. 231.

Bu yazıyı paylaş