Kendine Gel Dostum

Bir gece ansızın, işten kovuldun;
Kılavuzlarla yollara koyuldun;
Meriç’te kefensiz kabre konuldun;
Ne oldu sana dost, kalk, kendine gel.

Mecburen, aç susuz yollara düştün,
Hürriyet peşinde kuşa dönüştün.
Yolda umudunu kimle bölüştün?
Ne oldu sana dost, kalk, kendine gel.

“Bana ne!” demeyi küfür sayardın,
Sessiz çığlıkları kalbde duyardın,
Hakkı âli bilip başa koyardın;
Ne oldu sana dost, kalk, kendine gel.

Vazife dendi mi deli olurdun,
Olmazı olduran bir yol bulurdun,
Gece gündüz rıza diye solurdun;
Ne oldu sana dost, kalk, kendine gel.

Şüpheli şeylerden ödün kopardı,
Ağlasan melekler mendil tutardı.
Allah azına bereket katardı;
Ne oldu sana dost, kalk, kendine gel.

Rahata erince rengin değişti,
At, eğer, mahmuz, dizginin değişti,
Anadolu kokan ezgin değişti;
Ne oldu sana dost, kalk, kendine gel.

Dert ile dertlenen sen değil miydin?
Ağır yük yüklenen sen değil miydin?
Yıllardır beklenen sen değil miydin?
Ne oldu sana dost, kalk, kendine gel.

Kim sana “kardeşim” namını koyan?
Kim ağrı acını ruhunda duyan?
Gaflete yenilme, kalk, artık uyan,
Ne oldu sana dost, kalk, kendine gel.

Bu yazıyı paylaş