Gam Yok Bize

Ağlamaları durdurmak içindi çıkılan bu kutlu yolculuk
Çilelere ve hicranlara talip olunup unutulan mutluluk

Uykusuz geceler damla damla gözyaşı, yürekte bin heyecan
Kesilmeseydi yolumuz, koşmak içindi bıkmadan usanmadan

Değişiverdi birden mevsim hazana döndü bahara kayarken günler
Bülbülün dilinde hüzün nağmeleri; bahçıvansız kaldı talihsiz güller

Dillerde neşideler yürüyorken yeni bir dünyaya dem o dem
Caddeler dönüverdi Kerbela’ya, evlerde matem üstüne matem

Menfaate esir düştü toplum, çaresiz; her yerde karabasanlar
Son nefesini veriyor hürriyet, kan kaybetmekte vicdanlar

Akl-ı selim bir oyuncak misali şaşkın sihirbazların ellerinde
İradeler felç, değerler adi bir meta gibi satılıyor üçe-beşe

Suları kavuran dehşetli yangınlar, içine itiliyor nesil birer birer
Yağmalanmakta tulumbaları, ayaklarında zincir çaresiz itfaiyeciler

Pis kokulu dumanlar yayılmakta sağa sola rengi belirsiz
Sokaklar evler yutuyor onu, yağan yağmurlar yetersiz

Gam yok ancak bize, kesse de bütün yolları sevimsiz gulyabaniler
Kılıçtan keskindir aşkımız, bitiremez gelse üzerimize devler

Şimdi sabır zamanı ve açıp ellerimizi seherlerde Rabbe dehalet
O ki kendisine ne uyku gelendir, ne de bizi unutmuş değildir elbet

Ne çıkar rüzgârlar esse her cihetten fırtınalar söyle ne çıkar
Sönmez kalbimizdeki nur gelecek yeniden, biraz gecikse de bahar

Bahadırı yine sensin bunca badirenin, bırakma kardeşlerinin ellerini
Tut ki kaldır ayağa yeniden, uğrat hüsrana tüm hain beklentileri

Kalmasa dermanın, tutmasa ellerin, yaraların olsa da çok derin
Değil mi ki merhem sana, gurbetlerinde yoldaş muştusu Nebinin

Yeniden alacaksın eline fırçanı, ye’si tükür ve yalnız ümit solu
Renginle bezenecek bir daha her yer, kimse durduramaz bunu

İklimler hüzne teslim, aylar ağlama mevsimi olsa da şimdi
Diriltecek aşkın çölleri, sen olursan yaşatma sevdasının sermesti

Bak ufukta göz kırpıyor güneş, mütebessim pırıl pırıl rengiyle
Tutunacak bir dalı kalmadı zulmetin, son nefesini vermekte

Bu yazıyı paylaş