Dolunay mı, güneş mi, yoksa Sen miydin o gece gelen?
Pencerem mi, odam mı, yoksa gönlüm müydü aydınlanan?
Bedenim mi, ruhum mu yoksa bütün varlığım mıydı Sana eren?
Güzelliğin mi, mis kokun mu, yoksa ateşin miydi kalbimi delen?
Mevlana mı, Yunus mu, yoksa ben miydim o gece aşkı arayan?
Ferhat mı, Mecnun mu, yoksa ben miydim bütün gece yârine ağlayan?
Gerçek mi, hayal mi, yoksa gerçeküstü müydü bütün bu yaşanan?
Ney mi, saz mı, yoksa kırık kalbim miydi ayrılıktan sızlanan?
Gel gör beni ey Sevgili, beni Senin aşkın neyledi
Her gece gel ey Sevgili, bana tek gece yetmedi
Ay yüzünü bir an görmenin gönlümde hazzı hâlâ bitmedi
O gece kalbimde yaktığın aşk ateşi bir an olsun sönmedi
Aşkının demirlediği bu limana daha önce kimse girmedi
O ne güzellikti ya Rab, böylesini bu gözler daha önce görmedi
Ne talihsiz bu gönül ki Senin kadrini daha önce bilemedi
Hangi aşk var ki önce yitirip yârini sonra yine bulmadı?
Artık şikâyet etme ey gönül bu bitmez görünen hasretten
Bir âşık göster bana ki çekmemiş olsun bu dertten
Aşkın edebindenmiş, sabır eğer nasip istersen ebediyetten
Bir âşık göster bana ki dönmemiş olsun cânânı gittiği hicretten