Her yıl dünya genelinde yaklaşık 100 milyar giysi üretilmekte, bunların üçte ikisinden fazlası polyester, akrilik ve naylon gibi plastik kökenli liflerden oluşmaktadır.1 Bu sentetik lifler üretilirken, kullanımları sırasında veya yıkandığında, soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya ve tükettiğimiz gıdalara mikroplastik lifler salınmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Sizi sıcaktan ve soğuktan koruyacak elbiseler var etti.” (Nahl, 16/81) buyrularak elbisenin, Allah’ın rahmet ve hikmetinin bir tecellisi olduğu hatırlatılır. Ancak günümüzde bu ilahî nimet, insanın elinde ciddi bir çevresel ve biyolojik tehlikenin kaynağı hâline gelmiştir. Tek bir polyester giysinin yıkanmasıyla dahi yaklaşık 700.000 mikroplastik lif tabiata karışmakta2; bu lifler su, hava ve gıda yoluyla yeniden insana ulaşmaktadır.
Bilimsel araştırmalar, solunan veya yutulan mikroplastiklerin akciğer, karaciğer, böbrek, kalp ve beyin dokularına kadar ulaşabildiğini, hatta nanoplastik parçacıkların fetüse (ana rahminde gelişim safhasındaki cenine) kadar geçebildiğini göstermektedir.3
Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapınız ya da abone olunuz.
Abone Ol