Gözyaşların süzülünce ansızın
Döküldü damla damla ruhundaki acıların
Titredim
Bir sızı saplandı yüreğime
Silebilseydi ellerim
O billur misali damlacıkları
Gözlerinin içindeki kırık aynaları
Çaresizliğin karanlık gölgesinde
Her damla yankısız bir çığlıktı
Düşlerim parçalandı sessizce
İçinde sakladığın sıradağlar gibi
Hayal ettim o gözyaşı bulutlarını
Gördüm ki her zerresinde bin ızdırap
Düşüyor iç dünyama alev gibi
Duyabilir mi sukut etmiş vicdanlar
Bu hengâmenin yankısız feryadını?
Görünmez girdap misali
Kopar içimde hırçın fırtınalar
Kopup gider bir bir
Gözlerinin önünde
Hazan görmüş yapraklar
Asude bir mekânda
Sükûnet bağışlar mı hayata
Gün doğumunda kırık aynalar?
Duygudan yoksun varlıklar
Bakarlar öylece
Talihsiz karanlık ruhlar
Fikirde sığ, düşüncede dar
Görmezler mi
Dehrin can yakan yangınlarını
Arşı titreten âteşin gözyaşlarını
Hisseder mi acep birileri seni?
Zannetmem gönül rehberim
Ve benim yakîndir imanım
Yarın ne çiçekler açar
O sessiz, ıssız, garip çığlıklar
Ne soğuk iklimdir uzaklık insanlığa
Işığa düşman, sevdalı karanlığa
Mühürlü kalpler, sağır kulaklar
Ne bir his ne bir sızı
Görür mü hakikati o ölmüş ruhlar
Vicdanın ziyasından çevrilmiş yüzler
Ayan beyan nurlara bigâne gözler
Şimdi ben huzurdayım
Yaralı kalbin sessiz şahidiyim
Her gözyaşına bir dua
Her acına bir sabır fısıldıyorum
Unutma!
Her gecenin koynundan
Bir güneş doğar
Işıkla dolu ve binbir umutla
Kırık aynaların teselli dünyasında