Musalla Taşında Yatan Adam

Cami avlusu, yine bir yolcuyu uğurlamak için gelen sessiz kalabalıkla dolu idi. Kimler yoktu ki uğurlamaya gelenler arasında? Kariyerini kefenin cebine sığdıramayan ve şimdi musalla taşında yatan adamın iş dünyasından arkadaşları ilk safta yerlerini almışlardı. İş yoğunluğundan çok sık ziyarete gidemediği yaşlı babası, bastonuna tutunmuş, diğer oğlunun da yardımı ile adımlarını zoraki sürükleyerek ön safa doğru ilerliyordu. Hayli zamandır kırgın olduğu kardeşi, siyasi bir tartışma yüzünden uzun süredir görüşmediği kuzenleri, selam bile vermediği komşuları, elindeki imkânları baskı unsuru olarak kullanıp küçümsediği çalışanları…

Musalla taşında yatan adam, kendini uğurlamaya gelenlerin kalplerindeki kırgınlıklardan oluşan iniltileri duyuyordu. Bir ara doğrulup “Kesin şu gürültüyü!” demek istedi, lakin vücudu kaskatı kesilmiş, dili de dönmüyordu. Gözlerini açmak istiyor açamıyor, bağırmak istiyor bağıramıyordu.

This content is restricted. Please subscribe or log in to access full content.

Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapınız ya da abone olunuz.

Abone Ol

Bu yazıyı paylaş