Din, insan ruhunun derinliklerinde yankılanan anlam arayışının, ilahi bilgi ile yoğrulmuş cevabı ve sonsuzluğa uzanan mukaddes bir köprüdür. Bu köprü, yalnızca zamanın ve mekânın sınırlılığını aşmakla kalmaz; insanı, en yüce hakikatlerin ışığında şekillendirir, ruhunu ebediyetin berrak pınarlarıyla yıkar.
Evet din, kaynağı gereği daima capcanlı ve taze bir cevherdir. Zamanın yıpratıcı etkilerine maruz kalmaz. Ruhu berrak, gönlü arı duru olan kimseler, dinin emirlerini ilk defa duyuyormuş gibi derin bir heyecan ve tazelikle hissedebilirler. Ancak öyle zamanlar olur ki, temsil keyfiyetinden nasibini alamamış bî-idrak kimselerin dinî ve içtimaî hayatta hoyratça bıraktıkları izler; mektepteki gayesizlikle, mihraptaki liyakatsizlikle ve tekkedeki bağnazlıkla birleşerek tasavvur dünyamızda telafisi güç gedikler meydana getirir.
Tüm içeriği görmek için lütfen giriş yapınız ya da abone olunuz.
Abone Ol