Ağustos Böceği Tembel mi?

Ağustos böceğini çoğumuz ilkokulda La Fontaine’in masalından tanırız. Bütün yaz boyunca çalışarak kış için evini ve yiyeceklerini hazır eden karıncaya karşılık, yan gelip yatmayı tercih eden ve üstelik karıncayla alay eden, kış geldiğinde de yiyeceksiz kalan düşüncesiz bir canlı olarak hayalimizde yer etmiştir. Elinde kemanıyla gezen, çalışmayı sevmeyen, tembelliğin neticelerini anlatma gayesiyle yazılmış bu masalda, sanki biraz haksızlık yapılmış ve bu böceğin kendisine bahşedilen muhteşem özellikleri, mucizevi yaratılış harikası kabiliyetleri göz ardı edilmiş gibi görünüyor.

Türlerine göre 10 ila 20 yıl arasında değişen bir süre boyunca toprak altında zaman geçirdikten sonra, yer üstünde sadece bir yaz mevsimi içinde haftalarla ölçülen kısa bir süre yaşarlar. 3 binden fazla ağustos böceği türü, genel olarak her yıl görülen tek yıllık ağustos böcekleri ve çok yıllık ağustos böcekleri olmak üzere iki kategoriye ayrılır.[1]

 Ağustos Böceklerinin Yapısı

 

Ağustos böcekleri, kanatlı böcekler sınıfına dahil Cicadoidea takımının üyeleridir. 2-5 cm arasında değişen vücutları baş, göğüs ve karın olarak üç kısımdan ibarettir. Göğüs kısmı vücudun hareket merkezi olarak düşünülebilir. Bu kısma uçmak için kullanılan iki çift kanat ve yürümek, tırmanmak ve sıkıca tutunmak için kullanılan altı bacak bağlıdır. Göğüs, kanatlarını çırpmak ve bacaklarını hareket ettirmek için kaslarla doludur. Karın ise ağustos böceğinin vücudundaki en büyük ve hacimli bölgedir.

Başlarında koku almalarına, tatmalarına ve titreşimleri hissetmelerine yardımcı olan bir çift anten; görmelerine yardımcı olan bir çift bileşik göz; ışığı ve karanlığı algılayan ocelli adı verilen üç basit göz; odunu delmek için kullanabilecekleri bir hortum (rostrum) oluşturmak üzere bir araya getirilmiş ağız parçaları ve ağaçların suyunu bir pipet gibi emmek için kullanılan güçlü kasları tutan clypeus adı verilen büyük bir şişkin bölge bulunur.[2]

Ağustos böceğinin ses çıkarma yeteneği, karnının yapısıyla doğrudan ilişkilidir. Erkek ağustos böceğinin karnının her iki tarafında tymbal (davul) adı verilen sert bir zar bulunur. Bu davul zarının etrafı gerginliğini ayarlayan ve titreştiren kaslarla çevrilidir ve ağustos böceklerinin meşhur ötüşleri bu organdan çıkarılır. Davul zarının arkasındaki karın kısmı hava ile doludur ve sesi çok daha yüksek hâle getirmek için karın biraz yukarı kaldırılır.

Bilinen en küçük ağustos böceği türünün kanat açıklığı yaklaşık 2,5 cm olarak ölçülmüştür. En büyük tür olan Malezya’daki Pomponia imperatoria‘nın kanat açıklığı 15 cm’ye kadar ulaşır. Yapılan son araştırmalar ağustos böceklerinin ağız kısımlarının özellikle uç kısımlarının delici olması için sertleştirilme ihtiyacından dolayı yapısında metaller ve diğer inorganik elementler olduğunu göstermiştir.[3] Bu bulgular, malzeme bilimleri ve ekoloji alanları için değerli olmanın ötesinde, ağustosböceğinin yaratılışındaki özelliklerin evrim teorisinde canlıların zamanla adaptasyonunu çürütme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Bu küçük böceğin yaratılışındaki harikuladelikler mühendislik ve tıp çalışmalarına ilham verir niteliktedir. Mesela, ağustos böceğinin kanadı, mikropları öldüren, ışığı farklı şekillerde yansıtan ve kendi kendini temizleyebilen özelliktedir. İki farklı ağustos böceği türü olan Neotibicen pruinosus (tek yıllık) ve Magicicada cassini‘nin (çok yıllık) kanat özellikleri yakından incelenmiştir. Her iki türün de kanatlarında nano sütun adı verilen oldukça düzenli, koni benzeri suya yapışmayan (hidrofobik) yapılar vardır. Suyu bir yağmurluk gibi uzaklaştırabilme, ışığı yansıtabilme ve kanatlardaki hijyeni sağlayabilme bu yapılar sayesinde gerçekleşir.[4] Ağustos böceklerinin bu özellikleri 2023’te yayınlanan yeni bir araştırmaya daha konu olmuştur. Özellikle bazı türlerinin kanatlarının tabiî antibiyotik özelliği taşıdığı anlaşılmıştır. Kanatlarında bulunan son derece küçük dikenlerden oluşan bir tabaka ve kimyevî bir kaplama ile temas ettiğinde bakterileri öldürür nitelikte yaratılmıştır. Özel savunma sistemi özellikle bazı bakteriler üzerinde tesirlidir. Araştırmalar özellikle antibiyotiğe dirençli bakterileri antibiyotik kullanılmadan gerçekleştirilebilecek tedaviler üzerinde yoğunlaşmaktadır.[5]

Hayat Devreleri

Dişi ağustos böceklerinin karnının alt tarafında bir yumurtlama borusu (ovipozitör) bulunur. Yumurtalarını bırakmak için kullandığı ucu sivri tüp şeklindeki hususi yapılmış bu organla ağaç dalında açtığı bir oyuk içine pirinç tanesi şeklinde yumurta bırakır. Bu barınakta korunan bir yumurta olarak başlayan hayatında farklı gelişme ve dönüşme sahneleri yaşanacaktır.[6] Rabbimizin kudretini kabul etmeden izah edilemeyecek çok farklı görünüm sergileyen üç safha sırasıyla yumurta, nimf (larva) ve erginlik dönemleridir.

Dişi ağustos böcekleri, oldukça geniş bir alandaki genç ağaç dallarını delerek 400’e kadar yumurta bırakabilir. Yaklaşık altı hafta içinde yumurtalar çatlar ve nimf adı verilen minik larvalar olarak toprağa gömülür. Bir termite veya küçük beyaz bir karıncaya benzeyen nimflerin beslenmesi, bu defa ağacın köklerinin öz suyunu emerek gerçekleşir. Bu durum yaklaşık dört hafta sürer. Çok kuvvetli bir çift ön ayak ve gagaya benzer güçlü ağızla böcek, dalda bir yarık açarak ağaçtan dışarı çıkar ve toprağa düşer. Genç ağustos böceği hazır olduğunda düştüğü yerden sürünerek önce küçük bitkilerin köklerinden beslenmeye başlayacak ve zamanla uzun süre konaklayacağı ev sahibi ağacın köklerine kadar ulaşacaktır ve türüne bağlı olarak bir yıldan 17 yıla kadar yer altında kalacaktır.[7]

En uzun süre toprak altında kalan çok yıllık ağustos böceği türü Magicicada cassini’dir. Ağustos böcekleri yer altında aktiftir, tünel açar, beslenir ve sanıldığı gibi uyumaz veya kış uykusuna yatmaz.[8] Durmadan, bıkmadan ve yorulmadan açtığı tünellerle yeni başka köklere ulaşır ve böylece yıllarca yer altında hayat sürer. Magicicada septendecimtürü için karanlıkta geçen tam 17 yıl ve büyük bir azim, sabır örneği bir hayattan bahsedebiliriz… Yer altında takdir edilen vakitten sonra ağustos böceklerinin nimf’leri “Topraktan çıkabilirsiniz!” emrini alır almaz yeryüzüne çıkarlar. En yakın bitkiye tırmanan nimf burada eskimiş dış iskeletini atmaya başlar. Eski derilerinden arınmış kanatları, sıvı alarak şişer ve yetişkin derileri şeklinde sertleşir. Birkaç gün güneşin altında sabırla bekler ve bu metamorfozla yeni renk ve desenlerine boyanır. Yeni kanatlarıyla birlikte vücudu hazır olduğunda, yetişkin ama kısa olan hayatına başlayabilir. Olgunlaşıp büyüyen ağustos böceği için yeryüzündeki hayatı başlamıştır. Yetişkin ağustos böcekleri, zamanlarını ağaçlarda eş arayarak geçirirler. Erkekler şarkı söyler, dişiler karşılık verir, çiftleşmeyle hayat devri daimleri yeniden başlar. Ömrünün yeryüzündeki dört haftalık kısmının süresi Eylül ayı gelince dolar ve yumurta bıraktıktan sonra hayata veda eder. Bu durumda ağustos böceği hiçbir zaman kışı göremez.

Yıllık olan ağustos böcekleri yukarıdaki safhaların hepsini bir yılda tamamlar. Mesela, bataklık ağustos böcekleri (Neotibicen tibicen) her yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Büyük yeşil ağustos böcekleri (Cyclochila australasiae) Avustralya’da görünürler. Yağışların sıklığı veya sıcaklık gibi faktörlere bağlı olarak bazen yılda bir, bazen de yıllarca süren bu hayat devrelerinin zamanlamasının sırrı tam olarak çözülememiştir. Ağustos böcekleri Antarktika dışında her kıtada bulunur ve yaşarlar. 30-45 cm derinliğindeki toprak, yaklaşık 18°C’ye ulaştığında, önce erkek ağustos böcekleri, birkaç gün sonra da dişi olanları yeryüzünde görünmeye başlar.[9]

Ağustos Böceklerinin Ses Mekanizması

Ağustos böceklerinin dahil olduğu Hemiptera (yarım kanatlılar) takımında genellikle ses üreten böcekler çoğunluktadır ve güçlü bir uğultuya dönüştürülebilen tıklama sesleriyle bilinir. Solunum yolu üstündeki sert iki kabuk ve kabuk üzerindeki ince davul zarı, bu zara bağlı kaslar ile titreştirilerek orkestra hâlini alır. Erkek ağustos böceği vücudundaki bu kasları saniyede 500 kere hareket ettirerek çıkardığı sesini bütün çevresine duyurur. Bir ağustos böceğinin gövdesi, bir kemanın veya gitarın yapısına benzer şekilde yankı yapan boş bir oda gibi seslerinin daha yüksek çıkmasına vesile olur.[10] Sesleri çok değişkendir ve bazı türler diğerlerinden daha müzikaldir. Yaz gecelerinde duyulan bu sesler, “Hiçbir şey yoktur ki, O’nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasın; ama siz onların tesbihlerini, tenzihlerini anlayamazsınız.” (İsrâ sûresi, 44)[11] âyetini ispatlar niteliktedir.

Ağustos böceklerinin çıkardığı sesler insanlar tarafından kolay ayırt edilemese de erkek böcekler, vücutlarındaki tymbal adı verilen bölümü kullanarak birbirlerinden farklı tonlarla yumurta bırakmaya hazır dişileri davet ederler. Her türün diğerlerinden ayırt edilebilecek farklı ses desenleri vardır. Dişiler, kanatlarını birbirine sürterek çıkardıkları seslerle erkeklerin çağrısına cevap verirler.[12]

Ağustos böceklerinin haberleşmek için çıkardıkları seslerin biyolojik bir mânâsı üreme için yapılması gereken faaliyetin mevsiminin geldiğini göstermesidir. Ancak kâinat kitabının okunmasında çok farklı seviyelerde değişik güzellikler gizlidir. Kâinata vicdan derinliği ve kalbî lâtifelerin gelişmişliği nispetinde bakanlar, neslin devamı için yapılan biyolojik faaliyetin dışında, her varlığın kendi lisanıyla kâinatın sahibinin tesbih edildiğini de duyabilir. Dalgaların sesinden, kuşların cıvıltısından, böceklerin nağmelerinden bu çeşit tesbihlere açık olanların alacağı lezzet ve çıkaracağı mânâ tabiî ki farklı bir derinlikte olacaktır.

Ağustos böceğinin kışa hazırlık yapmamasının sebebi, keyif ve sefaya düşkünlüğü değil, hiçbir zaman kışa erişemeyecek olmasıdır. Ağustos böceğinin karanlıkta geçen yılları, büyük azim ve sabır timsalidir. Bu karanlık yıllarda yeryüzüne çıktığında kuracağı orkestranın hazırlığını yapmakta diğer hayat sahibi canlılarla birlikte yaz ve bahar mevsimlerinde Rahman’ın rahmetini ilan etmektedir. Bu musiki insanlara, bir taraftan tabiatın ve yaratılışın eşsiz güzelliklerine kulak verme fırsatı sunarken, diğer taraftan da hayatın zorluklarına karşı dayanıklılık ve azim veren bir ilham kaynağı olur.

 

Dipnotlar

[1] https://extension.umn.edu/yard-and-garden-insects/cicadas

[2] https://www.britannica.com/animal/cicada

[3] Reiter, K. E., Perkovich, C., Smith, K. N., Feng, J., Kritsky, G., & Lehnert, M. S. (2023), “Comparative Material and Mechanical Properties among Cicada Mouthparts: Cuticle Enhanced with Inorganic Elements Facilitates Piercing through Woody Stems for Feeding”, Biology12(2), 207.

[4] https://www.sci.news/biology/structural-chemical-characteristics-cicada-wings-08333.html

[5] Lee, M. S., Hussein, H. R., Chang, S. W., Chang, C. Y., Lin, Y. Y., Chien, Y., … & Chang, C. C. (2023) “Nature-Inspired Surface Structures Design for Antimicrobial Applications”, International Journal of Molecular Sciences24(2), 1348.

[6] https://www.cicadamania.com/cicadas/cicada-life-cycle/

[7] https://extension.psu.edu/tree-fruit-insect-pest-periodical-cicada

[8] https://www.nationalgeographic.com/animals/invertebrates/group/cicadas/

[9] https://www.nature.org/en-us/get-involved/how-to-help/animals-we-protect/what-to-know-about-brood-x-cicadas/

[10] https://news.arizona.edu/story/7-things-you-didnt-know-about-cicadas

[11] https://www.kuranmealleri.net/isra-suresi/ali-unal-meali/isra-suresi/44.ayet/

[12] https://www.cicadamania.com/

 

Bu yazıyı paylaş