Sıra Dışı Bir Uyku Tulumu: Sümüksü Koza

Mercan resiflerinde, parlak ve çarpıcı renkleriyle göz kamaştıran bir balık dolaşır. İri pullarıyla dikkat çeken bu gösterişli balık, ağzının papağan gagasına benzeyen görünümünden dolayı papağan balığı olarak anılır. Gece olunca, balığın çevresinde muhteşem bir hadise gerçekleşir. Canlı âdeta şeffaf bir uyku tulumu ile şefkatle sarılmış olarak güvenle uykuya dalar.

Papağan balıkları, Scaridae ailesinden 95 kadar tür ile temsil edilen sualtı dünyasının renkli sakinlerindendir. Bu türlerin büyük çoğunluğu Hint-Pasifik bölgesinde, hususiyetle mercan resiflerinde, kayalık sahillerde ve deniz otu yataklarında yaşarlar. Balıkların boyutları türlerine göre değişiklik gösterir. Türlerin çoğunluğunda boy 30–50 cm uzunluğa ulaşırken birkaç türünün boyu bir metreyi geçer.

Bu balıklar bütün gün boyunca mercan resiflerini kazıyarak beslenirler. Resifler üzerinde yetişen algleri, yumuşak gövdeli organizmaları yer ve mercanların temizliğinde sıhhiye memuru gibi çalışırlar. Zaten bu kazıma işini yapabilmeleri için en önemli organları olarak çok kuvvetli gaga şeklinde bir ağız verilmiştir. Sualtında temizlik vazifesi yaparken ve resiflerin göz kamaştırıcı nezafetinin bozulmamasını temin ederken Kuddüs ismine ayna olurlar. Özellikle algler, resiflerin gelişimini engelleyici rol oynadığından onların yenilerek resifin temizlenmesi, bu ekosistemin hayatta kalması ve sağlığı için çok kıymetlidir. Bu yüzden papağan balıkları, birçok ülkede korunmaya alınmış ve avlanmaları kısıtlanmıştır.

 

            Sıkı Paketlenmiş Mozaik Dişlerden Gaga

Papağan balıkları, kendilerine birçok sıra dışı hususiyetler lütfedilmiş canlılardır. Bunlardan biri, hayranlık uyandıran gagalarıdır. Gagalarında, 15 sıra halinde konumlandırılmış olan yaklaşık 1000 adet diş, çene kemiklerinin dış yüzeyinde, sıkıca paketlenmiş mozaik şeklinde yerleştirilmiştir. Bu harikulade formu sebebiyle gaga, yosunları ve mercanların yumuşak kısımlarını resiflerden kazıyabilecek kadar sert ve mercanda belirgin yara izleri bırakacak kadar güçlüdür. Dişler yıprandığında, okyanus tabanına düşer ve hemen arkasındaki diğer diş sırası devreye girer. Kısacası balığın vazifesinin ve beslenmesinin aksamaması için, gaga üzerindeki diş sistemi devamlı yenilenir.

Dişlerin ilginç hususiyetleri üzerinde pek çok çalışma yapılmıştır. Bu alanda yoğunlaşan biyofizik uzmanı Dr. Pupa Gilbert ve Lawrence Berkeley Laboratuvarından araştırmacılar, incelemeleri neticesinde, sıra dışı ve kompleks bir kristal yapılanmayla karşılaşmıştır. Dişler, daha önce hiç görülmemiş bir yapıdaki kristallerden, zincir örgüsü deseni oluşturacak şekilde, iç içe demetler hâlinde, harikulade bir model sergilemektedir.

Ayrıca bu dişler; kalsiyum, flor, fosfor ve oksijen ihtiva eden ve dünyadaki en sert ikinci biyomateryal olan floropatit malzemesinden yapılmış olup çok yüksek basınca dayanıklılık göstermektedir. Ölçüm neticesine göre, diş minesinin yaklaşık 3 cm2’lik kısmının, 88 filin ağırlığına eşdeğer, yani 530 tonluk bir basınca mukavemet edebileceği belirtilmektedir.  Görünen o ki ilâhî şefkat, sualtı dünyasının sıhhiye memurlarını, vazifelerini mükemmel yapabilmeleri için en güzel şekilde donatmıştır. Ancak bu donanım sadece harikulade bir gagadan ibaret değildir.

Koruyucu Şeffaf Koza

Rabbimiz, Hafîz ve Müdebbir isimlerinin gereği, her yarattığını korumak için, onun yaşadığı ortama ve vücut sistematiğine çok uygun olan hikmetli icraatlar sergiler. Canlının ihtiyacına göre, akla hayale gelmedik koruyucu mekanizmalar içinde, zehirli silahlar, kamuflaj elbiseleri, keskin diş ve pençeler gibi, her hayvanda farklı bir sistem müşahede edebiliriz. Papağan balıklarına da sıra dışı bir korunma yöntemi olarak, geceleri uyumak için yaşadığı resiflerin arasına çekilip saklanmadan önce bir koza inşa etmesi ilham edilir. “Sümüksü madde” dediğimiz mukus maddesinin sevk-i ilâhî ile hemen salgılanmasıyla, kendisine koruyucu bir tulum inşa eder. Şeffaf büyük bir baloncuk şeklindeki mukus örtüsü içinde, tehlikelerden korunarak rahatça uyuyabilir.

Koruyucu kozanın kimyevî mi, yoksa fizikî bir koruma mı sağladığı hakkında bilim insanları arasında tartışmalar yaşanmıştır. Birçoğu, koza sayesinde yırtıcı balıkların, papağan balıklarının kokusunu alamadığı için saldırıda bulunmadığını ifade etmiştir. Bazıları da mukus tulumun, erken uyarı sistemi gibi çalıştığına ve papağan balığının sümüksü örtüsüne bir yırtıcı yaklaştığında, bu mukus zarın düşmandan gelen hassas titreşimleri ileterek uyardığına ve kaçmasına imkân sağladığına dikkat çekmiştir.

Araştırmalarda, papağan balıklarını kuşatan mukus kozanın, osmoregülasyon, sürtünmeyi ve aşınmayı azalttığı, kirleticilerden, ultraviyole radyasyonundan ve kurumadan koruduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu mukus kozanın dışında, balığın derisinin herhangi bir yaralanmaya ve hasara karşı, yaranın tamirine yardımcı olan antioksidan özellikler gösteren, bileşimi farklı olan, başka bir mukoza maddesiyle de kaplı olduğu tespit edilmiştir.

            Parazit Saldırılarına Karşı Koruma

Queensland Üniversitesinden bilim insanları da mukus kozanın diğer hikmetlerinden birisi olarak, parazit canlılara karşı koruyucu rolünü mercek altına almışlardır. Dr. Alexandra S. Grutter ve ekibi, Büyük Set Resifi papağan balıklarından Chlorurus sordidus’un üzerinde çeşitli incelemeler yapmıştır. Bu çalışmalarda mukus koza üretiminin ağız tarafında başladığı ve 45–60 dakika içinde katı jelatinimsi bir kütlenin geriye doğru ilerleyerek üretildiği gözlenmiştir. Bu araştırmada balıklar, gece 4,5 saat boyunca, kan emici saldırgan, eş bacaklı kabuklu eklembacaklılardan ve hayatlarının belli bir döneminde parazit olan Gnathiid’lerin saldırısına mârûz bırakılmıştır. Araştırma için balıkların bazıları kozaların içinde muhafaza edilirken bazıları gecenin belli bir zaman diliminde yavaşça kozalarından çıkarılmıştır. Neticede, kozasız kalan balıklar %94 nispetinde saldırılara mârûz kalırken kozalarında muhafaza olan balıklar sadece %10 oranında saldırıya uğramıştır. Dolayısıyla kozanın, parazit saldırılarını büyük ölçüde engellediği ortaya çıkmıştır. Hatta araştırmanın devamında, kozası çıkarılan balıkların %60’ında ikinci bir koza üretiminin gerçekleştiği görülmüştür. Bu koruma kalkanının inşası için günlük enerji harcamasının sadece %2,5’unun yeterli olduğu da tespit edilmiştir.

Yutak Boşluğunda Kimya Fabrikası

Mukusun salgılanma yeri ve yapısı üzerindeki incelemeler de göstermiştir ki bu sümüksü madde, solungaçların bulunduğu yutak boşluğundaki bezlerde sentezlenmektedir.  Küçük glikoprotein moleküllerinin pirosülfat bağlarıyla yoğun bir şekilde çapraz bağlanmasıyla üretilen iplikler, birbirleriyle yapışarak öyle harika bir ağ teşkil ederler ki gerekli olan küçük moleküllerin geçişine izin verilirken balığa zarar verebilecek parazit canlılara geçit verilmez. Böyle bir biyokimya fabrikasında, mukus üretimi gibi kompleks biyokimya süreçleri için gerekli ilim, kudret ve irade gibi sıfatlar, aciz bir balıkta bulunabilir mi?

KaynaklarMukus, omurgalılarda çok sayıda koruyucu işlev görür ve balıklar, kanıtlar çelişkili olmasına rağmen, zararlı organizmalara karşı onları savunabilir. Birçok papağan ve wrasses uyuduğu mukoza kozalarının işlevi, uzun süre antipredator davranışının klasik bir örneği olarak kullanılmasına rağmen, çözülmemiş olarak kalmaktadır. Balıkların kanından beslenen ektoparazitik gnathiid izopodları (Gnathiidae), gün boyunca temiz balıklarla çıkarılır; ancak, papağan ve wrasse’nin geceleri gnathiid saldırılarından nasıl kaçındığı belirsizdir. Mukoza kozalarının gnathiidlere karşı koruduğu yeni hipotezini test etmek için mercan kayalığı papağanları Chlorurus sordidus’u ortaya çıkardık(Scaridae) kozalı ve kozasız gece boyunca gnathiidlere ve kozaların enerjik içeriğini ölçtü. Mukoza kozası olmayan balıklara gnathiidler kozalı balıklardan daha fazla saldırdı. Mukoza kozalarının enerjik içeriğinin, balığın günlük enerji bütçesi balığının yüzde 2,5’I olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle, insanlarda sivrisinek ağları gibi davranan gnathiidlerin saldırılarına karşı korunan mukoza kozaları, kozaların bir işlevi ve başka herhangi bir hayvan tarafından kullanılmayan parazit istilasını önlemek için etkili bir fizyolojik adaptasyon.Anahtar Kelimeler: mercan resifleri, Gnathiidae, Scaridae, parazitler, mukus, davranış

Abbie Thomas, “Fish Found Making Their Own ‘Mozzie’ Nets”, ABC Science, 17 Kasım 2010, www.abc.net.au/science/articles/2010/11/17/3067968.htm

Alexandra S. Grutter ve ark. “Fish mucous cocoons: the ‘mosquito nets’ of the sea”, Biology Letters, 23 Nisan 2011; 7 (2): 292–294.

Garrett B. Johnson ve ark. “Diversity and Structure of Parrotfish Assemblages across the Northern Great Barrier Reef”, Diversity, Ocak 2019, www.researchgate.net/publication/330482276

“Mucous Cocoon Protects From Predators”, asknature.org/strategy/mucous-cocoon-protects-from-predators-2/

“Parrot Fish”, www.britannica.com/animal/parrot-fish

“Parrotfish”, en.m.wikipedia.org/wiki/Parrotfish

“Tough Teeth and Parrotfish Poop”

Bu yazıyı paylaş