Hint Havzasından Hizmet Hareketi’ne Tarif: Tecdidin Günümüzdeki Temsilcisi

Profesör Anwar Alam’ın Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi üzerine yazdığı, Allah Rızası İçin isimli eser, 10 yıllık bir çalışmanın ürünü. Hem çok titiz bir akademik çalışma hem de saha araştırmalarına dayanan, objektif mahiyette bir eser.

Yıllar önce Türkiye’de karşılaştığı bir delikanlı, Profesör Alam’ın Hizmet Hareketi ile alakalı sorusuna şu cevabı veriyor: “İyi bir hareket. Eğitimle ilgili ve insanları eğitmeye yönelik bir hareket.”

356 sayfadan oluşan Allah Rızası İçin kitabında, birbirinden önemli ve orijinal tespitler var.

  1. yüzyılda İslam’ın yaşadığı krize çare arayışları olduğunu, İslam dünyasının gücünü, etkisini ve prestijini kaybetmesinin sebepleri üzerinde durulduğunu belirten Alam şöyle devam ediyor:

“Fazlur Rahman, Mevdudi, Mısır’da Hasan el-Benna ve İran’da Humeyni hareketi ortaya çıktı. Ama İslam’ın değerlerini çağımıza en uygun formatta taşımaya Hizmet Hareketi muvaffak oldu. Nasıl ki İmam Gazali, İmam Rabbani, Mevlana Halid Bağdadi ve Bediüzzaman Said Nursi kendi dönemlerinde İslam dünyasının derdine çare oldular, aynı şekilde Fethullah Gülen, geçmişteki bu tecdit hareketlerinden ilham alarak günümüzde bir tecdit hareketine vesile oldu. Tayyip Erdoğan’ın bütün yok etme gayretlerine rağmen, Hizmet Hareketi inkıtaa uğramadan ve sarsılmadan insanlığa hizmet sunmaya devam edecek.”

Hocaefendi’nin, oryantalistlerin “keskin metafizik Doğu ile maddeci Batı” paradigması yerine, insanlığın farklı iki yakasını temsil eden bu iki dünyanın bir araya gelmesi ve daha huzurlu bir dünya için birlikte çalışmaları üzerinde durduğunu vurgulayan yazar şu tespiti yapıyor:

“Diğer modern İslamî hareketlerden farklı olarak Gülen, İslam’ın doğru yaşanması kadar doğru temsili üzerinde duruyor. Günümüzde İslam’ın Müslümanlar tarafından doğru temsil edilmemesini, İslam dünyasının en büyük problemi olarak gören Gülen, evrensel bir İslam anlayışına dikkat çekerek aydınlanma (ilerleme) düşüncesinin, sıradan Müslümanların gündeminde yer almasını, seküler entelektüellerden çok daha fazla sağladı. Gülen, siyasi ve ideolojik olmayan, hümanist bir İslam anlayışını inşaya muvaffak oldu. Moderniteyi İslamlaştırma gibi bir iddia taşımadan, İslam’ın değerlerini günümüze taşıdı.”

Özeti kendisine sunulduğunda Hocaefendi, bu kitap için “Bu mesajları bütün dünyanın duyması lazım” değerlendirmesini yapmıştı. Bu mesajları aktarmaya devam edelim. Hocaefendi’nin, tıpkı Gandi gibi hayatının her döneminde hep legal sınırlar içinde kaldığını ifade eden eserde bu husustaki değerlendirmeler de çok önemli:

“Fethullah Gülen, bütün baskı dönemlerinde hep hayatın içinde oldu ve hiçbir zaman illegal zemine sapmadı. Bugün Erdoğan rejiminin bütün hukuksuzluklarına aynı şekilde cevap veriyor. 50 yıldan beri sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada Hizmet mensuplarının bulundukları ülkelerde kanunlara aykırı bir işin içinde olduklarına dair bir tane bile örnek gösterilemez. Erdoğan rejimi, Hizmet Hareketi’nin kanunlara aykırı bir fiilini bulamadığı için, çaresizlikten “terör örgütü” diyor. Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ni yok etmek için devlet gücünü kullanarak yaptığı faaliyetlerin Türkiye’de ve uluslararası hukukta kanunî bir temeli yok. Bu sebeple demokratik ve hukukî problemler yaşayan bazı ülkeler hariç, dünyanın hiçbir yerinde Erdoğan’a itibar edilmedi.”

Bu eser, Hizmet’in İslam tarihindeki “yenilenme” hareketlerinin günümüzdeki devamı olduğunu çok sağlam veriler ve analizlerle ortaya koyan akademik bir çalışma. Kitabının yayımlanmasından sonra Hocaefendi’yi ziyaret eden Profesör Alam, Hizmet Hareketi’nin hem İslam dünyası hem de Batı için taşıdığı büyük önemi görmüş bir bilim adamı. Kitabın ismi, Hizmet mensuplarının bulundukları ülkelerde yorulma bilmeden ve karşılık beklemeden yaptıkları hizmetlerden geliyor:

“Hizmet okullarının dünyanın her tarafında kabul görmeleri ve başarılı olmalarının arkasında, İslam’ın değerlerinin çağa uygun bu temsili var. Gülen, bilimin sadece modernitenin malı olmadığını, insanlığın ortak mirası olduğunu ifade ediyor.”

Kitabın diğer bir önemli özelliği, 15 Temmuz komplosundan sonra yayımlanması sebebiyle, yaşadığımız sürece dair değerlendirmelere de yer vermesi. Profesör Alam, kitabın sonunda yer alan 24 sayfalık değerlendirmede, Erdoğan’ın hezeyanlarının neden Hizmet’in üzerine yapışmayacağını çok güçlü tezlerle ifade ediyor ve şu vurguları yapıyor:

“Hizmet Hareketi ve Erdoğan’ın siyasi hareketinin bir döneme kadar beraber oldukları, müttefik gibi hareket ettikleri tezi doğru değil. Fethullah Gülen’in 80 yıllık hayatına ve Hizmet Hareketi’nin temsil ettiği İslam anlayışına bakıldığı zaman, böyle bir beraberliğin mümkün olmadığı görülecektir. Gülen’in en baştan itibaren söylediği şey, dinin siyasî ve ideolojik bir mesele olmadığıdır, böyle bir hareketin siyasi İslam’la beraberliği olamaz. Hizmet Hareketi’nin 2012 yılına kadar AK Parti ile beraber gibi gözükmesinin sebebi, bu dönemde Avrupa Birliği’nin baskısıyla Türkiye’nin demokrasi yolunda olmasıdır. Gülen, Türkiye’nin hak, adalet, eşitlik ve demokrasi gündemine destek verdi.”

Fethullah Gülen Hocaefendi, “En az Japonlar kadar kitap okumalı, Hizmet Hareketi’nin bir yanı da bu olmalı” diyor ve bir dönem beş ciltlik bir hadis külliyatını bir haftada bitirdiğini hatırlatıyor.

Bu eserdeki tespitler, Hizmet’e gönül verenlerin bilmesi gereken mahiyette…

Bu yazıyı paylaş