Sırbistan’da Bir Anadolu Şehri: Yenipazar

Günümüzdeki adı  “Novi Pazar” olan Yenipazar şehrinin temeli Osmanlı mimarları tarafından atılır. Sultan II. Murat’ın paşalarından, Saraybosna’nın da kurucusu olan İshakbeyoğlu Gazi İsa Bey İshakoviç tarafından, Joşanitse deresinin, Raşka nehrine döküldüğü bir üçgende, 1459–1461 yıllarında kurulur. İsa Bey şehre Yenipazar (Yenice-i Pazar) adını verir. Şehrin temelleri atılırken ticaret yollarının kesiştiği güzergâha İsa Bey cami, imaret, çifte hamam, kervansaray, 56 dükkânlık bir çarşı ve üç değirmen yaptırır.

Yenipazar’ın Yükseliş Dönemi

Yenipazar, Ras adıyla tanınan küçük bir Ortaçağ şehri iken Doğu ve Batı Avrupa’yı birbirine bağlayan stratejik konumu ve Adriyatik’e açılan önemli bir kavşak noktası olması sebebiyle kısa zamanda önemli askerî, ticarî ve iktisadî merkez haline dönüşür. Dubrovnik tüccarlarının gelmesiyle ticarî hayat daha da canlanır. 16. asrın başlarına kadar Balkanlar’ın kuzeybatısına yapılan fetihler sonucu stratejik önemi artar ve Avrupa’ya karşı akınlarda Balkanların anahtarı konumundaki şehirlerden biri haline gelir.

1477 yılında Bosna Sancağı’na bağlanır. Bosna Beylerbeyliği kurulunca, sancak merkezi haline getirilir (1584). Bu özelliği 18. yüzyılda da sürer. Osmanlı idaresinde şehir, uzun süre Sancak bölgesinin başkenti olacaktır. “Sancak” kelimesi, Osmanlı döneminde bu bölgedeki idari yapının adı iken daha sonra bölgenin siyasi adı olarak kullanılmış olup bütün tarihi ve diplomatik belgelere bu şekilde girer.

Osmanlı Devleti ilk akınlarından sonra bölgeye Türk boylarını, akıncıları ve onların ailelerini yerleştirir. Sancak bölgesindeki Türkler, Müslümanlığı kabul etmiş olan Bogomillerle kaynaşırlar. Bogomiller daha sonra Bosnalı anlamına gelen Boşnak adıyla anılırlar.

1468 yılındaki tahrir kayıtlarında Yenipazar’daki Hristiyan nüfusu fazla iken birkaç yıl sonra Müslüman sayısının arttığı görülür. Nüfus içindeki oranı 1530’larda % 80’lerin üzerine çıkar. Kuruluşundan 17. yüzyılın sonuna kadar Yenipazar, altın çağını yaşar ve ekonomik refahının doruğuna ulaşır.

İlk Büyük Göç Dalgaları ve Yenipazar’ın Bitmeyen Çilesi

Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında büyük yıkım ve ölümlere sebep olan II. Viyana Kuşatması (1683) sebebiyle Balkanlarda huzur kalmaz, geri çekilmeler başlar. Avusturya ve Sırp ordularının beklenmeyen saldırıları, Yenipazar ve Üsküp arasında büyük kayıplara sebep olur. Yenipazar ovası cesetlerle dolar. Çok sayıdaki Müslüman ve Hristiyan mabedi zarar görür.

Avusturya ve müttefiklerinin saldırısı ve Viyana kapılarında gelen yenilgi ile Osmanlı Devleti’nin ilk toprak kayıpları başlar. Müslümanların Balkanlar’dan zorunlu göç dönemidir.

Şehir ikinci büyük tehditle 18. yüzyılın ilk yarısında karşılaşır. 2 Ağustos 1737’de, Avusturya-Macaristan destekli Sırp isyancıları Yenipazar’a girer, ama iki gün sonra Bosna Valisi Hekimoğlu

Ali Paşa tarafından bozguna uğratılır. Böylece Yenipazar yeniden Bosna ile İstanbul arasında bağlantı kurmayı başarır. Savaş ve saldırılar Yenipazar’ın iktisadî hayatının günden güne gerilemesine sebep olmaktadır. Savaşların getirdiği tifo, kolera ve veba salgını çok sayıda insanın ölümüne yol açar ve nüfus gittikçe azalır.

Osmanlı-Avusturya Savaşı (1788-1791), Yenipazar bölgesini yeniden sarsar. Sancak statüsü birçok kez değişir. Bosna vilâyetinden ayrılır ve Kosova vilâyetine bağlanır. Tam anlamıyla bir sınır bölgesi haline dönüşür. Böylece Sancak bölgesi ve Yenipazar, yeni kurulan Sırbistan ve Karadağ arasında bir tampon bölge olur. 1878’deki Berlin Antlaşması’nın 25. maddesine göre Yenipazar sancağının idaresi Osmanlı Devleti’ne kalır. Fakat Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında yeni idare usulünün uygulanmasından kaynaklanan problemler, Yenipazar halkı arasında bir hoşnutsuzluk meydana getirir. Çünkü bu antlaşma uyarınca Avusturya, şehrin iç işlerine karışma fırsatı bulmuştur.

Osmanlı Devleti’nden Koparılışı

1878 yılı, şehrin Osmanlı’dan koparılışının başlangıcıdır. Şehir, 1878-1908 yılları arasında Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun hâkimiyetine girer. 1908’de Yenipazar yeniden Osmanlı hükümranlığına alınsa da bu durum, patlak veren Balkan Savaşları ile tamamen değişir. Şehir 21 Nisan 1879 tarihinde yapılan ve Yenipazar yahut İstanbul Antlaşması diye bilinen antlaşma ile Sancak uluslararası statüye kavuşur. Bu durum 1912 yılına kadar devam eder.

Bitmeyen savaşlar ve zulümler, Yenipazar’ı ciddi şekilde etkiler. Balkan Savaşlarından (1912–1913) sonra, Osmanlı Devleti’nin elinden alınır. 1912 yılında, Sırbistan Krallığı tarafından işgal edilir. Müslüman nüfusun büyük bir kısmı Türkiye’ye göç eder. Yerlerine Raşka ve Bosna’nın çeşitli yerlerinden, çoğunluğu Sırp asıllı göçmenler yerleştirilir ve yeni kurulan Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı Devleti’ne bağlanır.

1938’de Türkiye-Yugoslavya arasında imzalanan anlaşmaya göre, Sancak’tan ve Yenipazar’dan 40.000’i aşkın Müslüman Türkiye’ye göç etmek zorunda kalır. Yenipazar 1945’te kurulan Tito Yugoslavyası’nın Sırbistan Cumhuriyeti sınırları içine alınır. Yenipazar hem Sırbistan’da önemli bir şehir hem de Sancak Bölgesi’nin merkezi olarak görülür. 1953’te Tito ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı M. Fuad Köprülü arasında imzalanan antlaşma ile Sancak ve özellikle Yenipazar çevresindeki bölgelerden, Türkiye’ye Müslümanların göçü hızlanır.

Karadağ Cumhuriyeti 3 Haziran 2006 tarihinde bağımsızlığını ilân eder. Sancak bölgesi ikiye ayrılır ve Yenipazar, Sırbistan Cumhuriyeti’nde kalır.

Türkiye’deki Yenipazarlı Göçmenler

Sancak bölgesi ve Yenipazar’dan büyük göç dalgası, 1683 yılındaki II. Viyana Kuşatması ile başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin geri çekilmeye başladığı bu tarih bir kırılma noktasıdır. Viyana kapılarında gelen yenilgi ve 1699 Karlofça Anlaşması ile ilk toprak kayıpları, Müslümanların Balkanlar’dan zorunlu göç dönemini başlatır.

Yaşanan savaşlar, baskı, yıldırma, asimilasyon, etnik soykırım ve katliamlar devlet politikası haline gelince de göçler hızlanır. Göçe zorlanan milyonlarca insanın büyük bir kısmı yollardaki saldırılar, hastalık ve açlıktan ölür. Sağ kalanlar ise Anadolu’ya sığınmak zorunda kalır. Bu göçler 1970’li yıllara kadar devam eder. Ayrıca 1915-1916 yıllarındaki Çanakkale Savaşı’na Bosna ve Sancak’tan binlerce insan katılır ve hayatta kalanların çoğu Türkiye’de kalır, bir kısmı Sancak Bölgesi’ne geri döner.

İstanbul, Boşnak göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerdendir. Pendik, Kartal, Eyüp ve Bayrampaşa gibi ilçelerde Boşnak Mahalleleri vardır. İstanbul’un Anadolu ve Avrupa yakasındaki bazı ilçelerde ve Türkiye’nin farklı illerinde beş milyonun üzerinde Boşnak yaşadığı ve bunların iki milyona yakınının Sancak bölgesi ve Yenipazar’dan gelen göçmenlerden oluştuğu tahmin edilmektedir. Yani Sancak bölgesinde ve Yenipazar’da yaşayan Boşnak nüfusundan dört kat fazlası, Türkiye’de yaşamaktadır. Tarihî bağlar sebebiyle Türkiye ikinci vatan olarak görülür. Başta Yenipazar olmak üzere, İstanbul’dan Balkan şehirlerine otobüsler günlük seferler düzenlemektedir. Boşnaklara sadece Türkiye’de değil, yaklaşık 70 ülkede rastlamak mümkündür. Başta Avrupa ve ABD olmak üzere, neredeyse her aileden bir fert, gurbette çalışmakta, ailelerine maddi destek sağlamaktadır.

Günümüzde Yenipazar

Yenipazar, bugün Sırbistan, Kosova ve Karadağ’ın kesiştiği noktada, güneybatı Sırbistan toprakları içindedir. Sırplarla birlikte çoğunlukla Müslüman Boşnakların yaşadığı, Boşnak hayat tarzı ve kültürünün hâkim olduğu Sancak Bölgesi’nin önemli kültür ve alışveriş merkezidir.

Yüzyıllardır şehrin ortasından akan, mutluluğun ve hüznün şahitlerinden Raşka nehriyle, gün batımından alacakaranlığa kadar günün her saatinde şehrin kalbinin attığı meydanıyla ve serin yeşil tepeleriyle Yenipazar artık bir Sırbistan şehridir.

Taş Devri’ne uzanan tarihi boyunca birçok mimarîeserle donatılır. Şehir; zamana ve yönetimlere meydan okuyan, tarihî han, hamam, çarşı ve 40’ın üzerinde camiyle süslenir. Bu tarihîve kültürel miraslar; yangın, sel felâketleri ve savaş tahribatı ile ciddi zarar görür, ancak bütün bu yaşananlara rağmen şehir ayakta kalmayı başarmıştır.

Yenipazar, Osmanlı’dan yadigâr kalan, şehir dokusunun bir Balkan şehrine yansıyan güzellikleri ve minarelerden yükselen ezan sesleriyle, şirin bir Anadolu şehrinin izdüşümü gibidir. Mimari eserler, giyim tarzı, sünnet ve düğün merasimleri, yemek kültürü ve Yenipazar Boşnakçasındaki Türkçe kelimelere kadar birçok unsur hâlâ varlığını devam ettirmektedir. Osmanlı’dan kalma zarafet ve Anadolu’ya has misafirperverlik, Müslüman Boşnak kültürüyle harmanlanmış haliyle, Yenipazar sakinlerinin evlerinde bütün canlılığıyla hissedilmektedir.

Kaynaklar

Aruçi Muhammet. “Yenipazar”, TDV İslâm Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, c. 43, s. 468–471. (2013).

İbrahimgil, Mehmet Zeki. “Sırbistan’da Osmanlı Mimarisi Üzerine Genel Bir Değerlendirme.” Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, (2014). 10.

Köse, Metin Ziya. “Osmanlı Balkanı’nda Kara Ticareti ve Rekabet: Rumeli’de Dubrovnik Tüccarları (1600-1630).” Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (16), 4158. (2013).

Özdamar, Fazıl. “Türk Kültürünün Yeni Pazar Boşnak Kültürüne Etkisi: Yiyecek-İçecek Örneği.” IV. Uluslararası Balkanlarda Türk Varlığı Sempozyumu, İzmir, 7-8 Kasım 2015, s. 321–334.

Saygılı, Hasip. “Birinci Dünya Harbi’inde Rumeli’den Osmanlı Ordusuna Müslüman Gönüllü Katılımları.” Hacettepe Türkiyat Araştırmaları, 18 (2013), s. 231–255.

Şahin, Naci. “XIX. Yüzyıl Sonrasında Anadolu’ya Yapılan Göç Hareketleri ve Anadolu Coğrafyasındaki Sosyo-Kültürel Etkileri.” (2006). Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, cilt VIII, sayı: 1, Haziran 2006.

Şkriyel, Recep. Osmanlı Dünyasında Yeni Pazar (XV-XVIII y.y.), Hikmet, Mayıs 2014.

Bu yazıyı paylaş