Sigaranın DNA’ya Verdiği Zarar

Yüzyılımızın vebası olarak adlandırılan kanser hastalığının, hızla artarak tıbbı aciz bırakacak şekilde, toplumları tehdit etmesine karşı çare arayışları ve her gün yeni bir maddenin kanserojen (kansere sebep) olduğu hakkında çıkan makaleler, takip edilemeyecek kadar artmaktadır. Çok büyük çoğunluğu plastikler, katran, naylon gibi petrol türevi olan ve evlerimizi döşeyen zeminlerden perdelere ve gömleklerimize kadar her tarafımızı saran sentetik maddelerin çevreye olan zararları ve kanser riskini artırıcı özellikleri günümüzün popüler konularındandır.

Sentetik maddelerden olmadığı ve aslında canlı haldeyken hiç kimseye bir zararı olmayan tütün bitkisinin yakılmasıyla ortaya çıkan kül ve dumanın içinde yaklaşık 4000 çeşit kimyevî maddenin bulunduğu uzun zamandır bilinmekteydi. Sigara kullanımının artışıyla başta akciğer olmak üzere çeşitli organlardaki kanserler arasındaki münasebet, son 40 yıldır giderek güçlenmiş ve artık inkâr edilemeyecek bir nispete ulaşınca, Dünya Sağlık Teşkilatı sigaranın zararları hakkında toplumları şuurlandırma yönündeki çalışmalara desteğini artırmıştır.

Sigara ile kanser arasındaki münasebet çok açık olarak gösterilmesine rağmen hangi maddelerin hangi biyokimyevî süreçler neticesinde kansere sebep olduğu hakkında çok sayıda araştırma yapılmıştır. Sigara dumanında 250 kadarı toksik (zehirli) 70 kadarı ise kanserojen madde tespit edilmiştir. Polonyum-210, radon, metanol, toluen, kadmiyum, bütan, DDT, hidrojensiyanür, aseton, naftalin, arsenik, dibenzakridin ve karbonmonoksit gibi zararlı maddeler başta olmak üzere yüzlerce kimyevî maddenin her birinin ne gibi zararlar verdiği, başlı başına bir araştırma mevzuudur.

Sigaranın hangi mekanizma üzerinden kansere sebep olduğu konusundaki çalışmalar yürüten ilim adamları, birçok maddenin hücredeki DNA*’ya zarar verdiğini ispat ettiler. Sigara içenlerde akciğer kanserine yakalanma oranının %88’den daha fazla olduğu uzun zamandır bilinmekteydi. En son araştırmalarda, sigaradan çekilen her nefesle alınan duman, akciğer bronşlarından alveollere** kadar temas ettiği her akciğer hücresinin DNA’sında bir tahribata sebep olur.

Dumandaki Tehlike

Sigara içmenin verdiği hasarın büyük kısmı, sigara dumanındaki oksitleyici bileşiklerden kaynaklanmaktadır. Serbest oksijen molekülleri, kimyevî açıdan oldukça reaktif (saldırgan) ve DNA’ya çok zararlıdır. Hücre metabolizmasının bazı normal yan ürünleri (süperoksit, hidroksil radikalleri ve hidrojen peroksit)mutasyona sebep olurlar ve DNA’yı okside ederek molekül zinciri boyunca çeşitli noktalarda hasarlara sebep olurlar. Günde 10.000 kereden daha fazla sayıda DNA hasarına sebep olan sigara dumanındaki hidrojenperoksitin (H2O2) sebep olduğu mutasyonların büyük çoğunluğu, Rabbimizin emriyle istihdam edilen enzimler vasıtasıyla onarılır.

DNA molekülü, akılsız ve şuursuz olmasına rağmen, Kudreti Sonsuz Rabbimiz, hücrelerimizin işleyiş ahenginin bozulmaması için tahrip olan kısmını yeniden düzeltecek şekilde programlamıştır.

Bu enzimler DNA’nın yaralı parçalarını keserek zincirden çıkarır ve yerine akılları durduracak bir hassasiyette ve doğru biçimde yeni molekül parçaları eklenir. Tabiî ki bu durum sağlıklı ve sigara içmeyen insanlardaki normal süreçtir. Ancak sigara içenlerin hücre DNA’ları her gün 10.000 kere daha fazla hasara maruz kaldığından, ne kadar tamir edilseler de arada tamir edilemeyen belli bölgelerin kalması ve bunların da bazılarının hücrenin gen dizilerini bozduğu için (mutasyon oluştuğu için) kanserleşme riski çok daha yüksektir. DNA’daki hasar, tamir için vazifeli genlerde bir bozukluğa sebep olursa, hücrelerin tamiri tam olmadığından DNA’daki bilgiler de yanlış kodlanır. DNA zinciri ne kadar tahribe uğramışsa, kanser ihtimali de o nispette fazlalaşır. Ayrıca, sigara dumanındaki maddeler, insan hücresindeki antioksidan (oksitlenmeden koruyucu) maddelerin konsantrasyonunu düşürdüğü ve oksitleyici moleküllerin miktarını artırdığı için DNA üzerindeki hasarlar da artar.

İçilen her 20 sigarada, bir akciğer hücresi mutasyona uğrar, mutasyona uğrayan hücrelerden bazıları genin yapısında kansere yol açan noktalara denk gelir ve kanserleşmeyi tetikler.Her gün bir paket sigara içen kimsenin DNA kodunda20.000’i aşkın hücre bozukluğu meydana gelir. Her hücre bozulması veya değişime uğraması (mutasyon) vücuda konulmuş savunma mekanizmaları ile ortadan kaldırılır, ama DNA hasarlarını düzeltebilecek mekanizma, sigara yoluyla vücuda alınan zehirli maddeler yüzünden harekete geçemez.Devamlı sigara dumanı ile bombardıman altında kalan hücrelerin bazıları zamanla kanser hücresine dönüşür.

Sigara dumanı, akciğer hücrelerinin devamlı olarak maruz kaldıkları en zehirli maddedir. Bu durum pasif içiciler için de söz konusudur. Başkalarının tütün dumanına, sadece 30 dakika maruz kalan bir kişide, uzun süreli sigara içiciliğinde ortaya çıkan fizikî tesirler görülür.

Sigarayı bıraktıktan sonraki birkaç sene içinde çoğu kanser türüne ilişkin risk de azalır. On yıl sonrasında sigarayı bırakmış bir kişinin kansere yakalanma riski, sigaraya devam etmesi durumundaki riske nispetle yarı yarıya azalır. Ancak hiç sigara içmemiş bir kişinin taşıdığı risk seviyesine ulaşılabilmesi için en az 20 yıl geçmesi gerekir.

Bütün bu bariz tehlikelere rağmen insanların hâlâ sigara içmesini anlamak gerçekten çok zor. İsrafın ve başka insanları rahatsız etmenin dinimizce haram kılınması bu alışkanlıktan korunmada önemli bir uyarıcıdır. İnsanın yaratılırken kendisine ihsan edilmiş mükemmel organlarına ihanet ederek, bile bile ölümüne sebep olabilecek böyle bir yola girmemesi için Kur’an-ı Kerim’deki “emanet” kavramına dikkat etmesi gerekir. Kendisine emanet edilen şeyleri israf etmemek için azamî gayret göstermesi, hem çok kârlı hem de akıllı bir tercihtir.

——————————————

*DNA: [Deoksiribo Nükleik Asit), bütün organizmaların canlılık fonksiyonu ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA’nın başlıca rolü kodlanmış biyolojik bilginin nesiller boyunca aktarılmasını sağlamaktır.

**Alveol: Akciğer içindeki hava yollarının dallanmalarının en sonunda bulunan, üzüm salkımı şeklinde, kürecikler halindeki hava kesecikleri.

 

Bu yazıyı paylaş